http://www.indirdik.com/adeal/22492
Günün Fırsatı

28 Aralık 2007 Cuma

KESME KURABİYELER



Bizim çocuklar sınıfta yerli malını kutlar da biz ingilizce kursunda kutlamaz mıyız?Biz de kendi çapımızda hazırlık yapıp kurs içinde arada çaylı sohbetli 20 dakika olsa da bir kutlama yaptık .Bu kurabiyeleri yer yemez şimdiye kadar yaptıklarımdan ve yediklerimden çok farklı olduğunu hemen anladım .20 dakikalık ara bitti ve biz derse başladık , benim aklım kurabiye tarifinde . Yapan kızcağız da tam karşı tarafımdaki masada oturuyor .Hoca ders anlatıyor ben arkadaşa şişt pişt kurabiyeleri sen mi yaptın tarifini yazar mısın diye seslendim . O da sağolsun tarifi hem ders dinleyip hem kafasını toparlayıp yazdı ve gönderdi. Bu tarifi aldığımdan beri bu kurabiyerin seri üretimine geçtim diyebilirim yani. Günaşırı yapıyorum ve de çok sevilerek yeniliyor .Yapımı da öyle kalıpla falan uğraşılmadığı için oldukça kolay ve çok fazla zaman da almıyor. Ya yemesi ; o da çok kolay , sadece ağzınıza götürüp bırakıyorsunuz o kadar ... O kendiliğinden ağızda dağılıp yok oluyor ve nereye gittiğini anlamadığınızda da bir türlü doymak bilinmiyor. İçinde neler mi var?

Yarım paket eritilmiş margarin
1 çay bardağı sıvı yağ
5 tatlı kaşığı toz şeker
1 tatlı kaşığı tuz
1 yumurtanın sarısı içine
beyazı üzeri için ayrılacak
yarım kahve fincanı sirke
1 çay kaşığı mahlep
yarım paket kabartma tozu

hepsini karıştırıp aldığı kadar unla yumuşak bir hamur yapalım , hamurdan ince rulolar yapıp bıçakla küçük küçük kesip önce yumurta akına sonrasında çörek otuna batırıp yağlı tepsiye dizelim .180 derece fırında 15 dakika kadar pişirelim. Soğuyunca nefis kurabiyeleriniz ağızda dağılmaya hazırdır .

Hepinize afiyet olsun...


SOBELENDİM....

Sevgili Tütücüğüm hayatın gerçeklerine dair beni sobelemiş , kendisine teşekkür ediyorum ve bu konudaki görüşlerimi sunuyorum :

Bana göre hayatın ilk ama en önemli gerçeği her ne kadar değerini bilmesek de kaybetmeye başladığımızda önemini anladığımız SAĞLIK tır diye düşünüyorum.

Gene bana göre hayatın gerçeği AİLEM (eşim ,çocuklarım , annem ve babam , k.validem )ve ARKADAŞLARIM hayatımın her karesinde olmasını istediğim kişilerdir.
Hayatınızın en güzel ve en değerli gerçekleriyle birlikte hepinizin yeni yılını kutlar , sağlık ve mutluluk dolu yeni bir yıl dilerim...

4 Aralık 2007 Salı

KELEBEK PASTA




Geçen haftalarda yeğenim (abimin kızı ) Ayşenur 'un doğum günüydü. Koca koca 8 yılı devirip 9 yaşına merhaba dedi . Ben de söz vermiştim pastanı halan olarak ben kendi ellerimle yapacağım diye. Hazır şeker hamuru üretimine başlamışken tam gaz devam edip bir de bu pastayı imal ettim. 2. şeker hamurlu pasta denemem daha iyiydi diyebiliriz. Ayşenur pastayı görünce" ayyy hala bu çok güzel olmuş " dediğinde dünyalar çoktan benim olmuştu bile. Ailemizle ve sevdiklerimizle beraber doğum gününü kutladık

Nice nice hayırlı , sağlıklı senelere Ayşenur 'um....


Pastanın tarifine gelince;

8yumurtayı 2 subardağı tozşekerle iyice köpürttüm. 1 su bardağı süt ile 1 su bardağı sıvıyağ ve 2 su bardağı un ve vanilya , kabartma tozu koyup en son kakao ve kuru üzüm koydum . Yuvarlak borcama döküp fırında kurutmadan pişirdim.

soğuyunca ortadan enine ve boyuna 2 ye kesip kelebek kanatları olacak şekilde ters çeviriyoruz .

Ara kreması için :

2 kaşık un ve 2 kaşık nişastayı 1 su bardağı toz şeker ve 3 bardak sütle karıştırıp muhallebi gibi pişirip vanilya koyup söndürün .İyice soğuyunca çırpılmış kremayı koyuyoruz.

Kelebek pandispanyanın her iki tarafını da kakaolu şekerli ılık süt ile ıslatıyoruz. Arasına bol krema vendık , damla çikolata ve bal döküyoruz üst keki kapatıp kalan kremayla pastayı sıvazlıyoruz ve de şeker hamuruyla da süslüyoruz ...

11 Kasım 2007 Pazar

ŞEKER HAMURLU KALPLİ KURABİYELER


Şeker hamuru kaplamalı ilk kurabiyelerim kardeşim olsa ancak bu kadar sevebileceğim canım Yasemin 'imin söz akşamı için nasip oldu .Konsepte uygun olması açısından da kalpli kurabiyeler tercih ettim . Kendi ve sözlüsünün baş harfleriyle de süsledim ve Yasemin 'e süpriz yaptım , nasıl sevinçle boynuma atladığını anlatamam . Bu söz gecesinin ikisi için de hayırlı olmasını diliyorum ...
Gelelim kurabiyelerimize ;
1 paket yumuşak margarin
1 yumurta
1 su bardağı pudra şekeri
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
biraz portakal kabuğu rendesi
1 su bardağı nişasta
2 su bardağı unu
iyice yoğurup merdane ile açıp kalpli kalıplarla kestim , çöp şişlere geçirip 170 derece fırında pişirdim.
Artık şeker hamurumu evde yapabiliyorum .İnanın hazır aldığım hamurdan çok daha iyi kıvamda oluyor. (Canım arkadaşım Özlem sayesinde tabii)
İyice soğuyunca renklendirdiğim şeker hamurlarını da merdane ile açıp aynı kalıplarla keserek bal ile kurabiyelere yapıştırdım ve kendimce de süsledim . Ortaya gördüğünüz kalpli söz gecesi kurabiyeleri çıktı ve tabi ki de gecenin en çok ilgi çeken favori yiyeceği oldu .
Bu kurabiyelerin sahibi olan Yasemin ve Akif çiftine de evlilik yolundaki ilk adımlarında ve ömürlerinin sonuna kadar mutluluklar diliyorum...

2 Kasım 2007 Cuma

ÇİÇEK BÖREKLER



Bu börekleri çocuklarımın doğum günü masasını süslemesi amacıyla yapmıştım . Hem görüntüsü hem de tatıyla oldukça ilgi gördü . En güzeli de çok pratik olması . Bu tarifin benzerini nette gezinirken görmüştüm . Kendimden bir şeyler katarak ortaya bu son durumu çıkartabildim .
Kullanılan kalıbın büyüklüğü tamamen size ve davetli sayısına kalmış. Ben çocuklar için küçük çiçek kalıpları kullandım ki , bir lokmada ağızlarına atabilsinler diye . Büyük davetliler için de daha büyük kalıpları kullandım .

Geçelim tarifine :

MALZEMELER:
Kare milföy
maydanoz , dereotu
peynir karışımı
labne peyniri ya da süzme yoğurt
üzeri için çörekotu ya da susam
1 yumurta sarısı
YAPILIŞI:

Malzemeye miktar belirtmedim size bıraktım . Bir kare milföyden 4 küçük çiçek kalıbı ya da sadece 2 tane büyük çiçek çıkıyor. Kalıplarla istediğiniz şekilleri çıkarın .Yağlanmış tepsiye dizerek , üzerine yumurta sarısı sürüp çörekotu yada susam serpip pempe renk alana kadar pişirin. Derin bir kasede peynirleri ezerek labne ya da süzme yoğurtla yoğun bir kıvam almasını sağlayın . Soğuyan çiçekleri kabardığı için ortalarından ikiye keserek aralarına peynir karışımından koyup üst tabanı kapak gibi üzerine kapatın . Bu işlemi servisten hemen önce yapmalısınız ki milföy hamuru çıtır halini koruyabilsin . Benim gibi akşamdan yapıp ertesi gün servis ederseniz poça gibi bişey olur .( Bu haliyle de oldukça beğenildi ) Arasına peynir değil de başka karışımlar da koyulup çeşitlendirilebilinir . Hem kanape hem börek karışımı şık bir tarif . Küçük porsiyonlar halinde olması da yemeyi ve servisi kolaylaştırıyor . Hepinize afiyet olsun ; Allah ağzınızın tadını bozmasın (AMİN )!!!

23 Ekim 2007 Salı

BiBERLİ PEYNİR DOLMASI



MALZEMELER:
5-6 adet kırmızı biber (arzuya göre hazır közlenmiş konserve de olur)labne peyniri
beyaz peynir
lor peyniri
dereotu
maydanoz
çörek otu
yeşil soğan sapları

YAPILIŞI:

Kırmızı biberleri közleyip kabuklarını soyuyoruz . Uzunlamasına ikiye kesiyoruz . Derin bir kasede peynir karışımlarını ve çok ince doğranmış dereotu , maydanoz çörek otu ekleyip iyice ezerek karıştırıyoruz . Bu karışımı kırmızı biberlerin geniş ucuna koyup sarıyoruz .Yeşil soğanın saplarıyla da bağlayarak ister kahvaltı ister yemek soframızı hem lezzeti hem şık görüntüsüyle süsleyebiliriz .

20 Ekim 2007 Cumartesi

MİNİK ELLER MUTFAKTA ETKİNLİĞİ


Bu şirin mi şirin etkinliğin ev sahibi Selen 'e kolaylıklar diliyorum ve sonsuz sevgilerimi iletiyorum .

Bunlar da benim altta bahsi geçen ilk şeker hamurlu pasta çalışmasında katkısı bulunan Ömer ile Şevval 'imin (ikizlerimin ) elleri .İnanılmaz keyif aldılar şeker hamurunu mıncıklarken .Kızımın tombiş , oğlumun da sıska ellerinden çıktı pastalarının süsüleme işleri . Bana da bu 2 çift elle geç de kalsam bu etkinliğe katılma fırsatı doğdu .

Blogumu ziyaret eden herkes bilir ki ben yaptığım her yemekte çocuklarımı düşünerek , onlar için en sağlıklısını ve en besleyici olanını tercih edenlerdenim . Bu yüzden de bu etkinlikten doğacak olan tarifleri de sabırsızlıkla bekliyorum . Etkinliğin fikir anası Sevgili Ayşe Yaman 'a ve ev sahibi Selen ' e çok teşekkürler ediyorum ...

18 Ekim 2007 Perşembe

RAMAZAN BAYRAMI VE KURTLU (PARDON ) KUTLU DOĞUM GÜNÜMÜZ

Bayramın 1. günü çifte bayram sevinci ve coşkusu vardı bizim evde. Nihayet ikizlerimin sabırsızlıkla beklediği doğum günleri gelmişti .Hem de bayramın 1. günüyle pişti oldu doğum günleri .Biz çifte bayram yaptık anlayacağınız .

Tabi ki en önemlisi de doğum gününe söz verdiğimiz şeker hamurlu pastayı yapmasıydı. Canım arkadaşım sofra özlemi bloguyla tanıdığınız Özlem ile 2 gün öncesinden bizim evde ilk şeker hamurlu pasta denemesi için biraraya geldik.Geldik ama daha önce hiç bir denememiz olmadan pastamızı yapmaya koyulduk.

Günler öncesinden de nasıl bir pasta olsun diye Ömer ve Şevval 'le araştırmalar yaptık , sonunda nes-cafe den bu kitap kurdunu gördük ve hepimiz birden "işte bu" dedik. Çocuklarımı okumaya teşfik etmek ve motivasyonu sağlamak amacıyla onlara" aferin size bu gidişle kitap kurdu olacaksınız" dediğim için bu resmi görünce tam bize göre diye düşündük . Önce büyük bir dikdörtgen pasta yapıp üzerine iki kurt yaparız diye tasarladık ama sonrasında iki ayrı pastaya dönüştürdük .
Ee tabiki yaparken de Özlem le hem eğlendik hem telaşlandık keşke daha öncesinde bir kaç pasta yaparak tecrübelenip öyle görücüye çıkarabilseydik pastamızı diye . Pastanın birini frambuazlı , muzlu ; diğerini de fındıklı , ballı ve çikolatalı yaptık.
Keki ikiye ayırıp ıslattık mevyaları yerleştirdik üst keki de ıslatıp kapattık aman Allahım Özlem bir çığlık attı ne oldu diye ödüm koptu ki pastanın kremasını unutmuşuz . Tabi ki tekrar ıslanmış keki kaldırıp kremayı koyup kapatınca haliyle kek de dağıldı biraz .

Sonrasında şeker hamuru ile kaplarken 2 ayrı pastaya hamur hemen hemen ancak yettiği için kötü olan kısımları yeniden yapma gibi bir şansımız olmadı çünkü şeker hamuru bitti .Ben de o kısımları çocukların isimlerini yazarak kamufle etmeye çalıştım .Daha doğrusu Ömer ile Şevval yaptı bunu ve pastanın üst süslemesini .Yani Ömer , Şevval ben ve Özlem ilk hevesimizi almış olduk böylece .Tabi ki bundan sonraki pastalar için de tecrübelenmiş olduk .Bu arada çocuklarım ve ben sevgili arkadaşım Özlem 'e bu telaşede bizim yanımızda olup , yardım ve desteğini esirgemediği için çok çok teşekkür ederiz .İyi ki varsın canım arkadaşım...

Benim yavrularım da böylece 8 yaşına girmiş oldular Allah hep beraber nice seneler nasip etsin diyorum ve de ;

hepinizin geçmiş Ramazan Bayramınızı da kutluyorum ...

3 Ekim 2007 Çarşamba

MUHLAMA YE#27 Karadeniz yemekleri etkinliği...


Daha önce bahsetmiş miydim hatırlamıyorum ama ben MALATYA 'lıyım eşim de RİZE 'li diye. Evlendiğimizde bizim yöresel yemeklerimiz onlarınkini bayağı bastırdıysa ben de en çok onların yöresel peynirleriyle yapılan bu muhlamalarına bayılmıştım. Arada sırada ve bayram kahvaltı masamızda mutlaka bulunan bu muhlama ile ilk etkinliğime katılmak istedim ben de...

Yiyenler mutlaka bilirler peynir eridiğinde neredeyse sonsuz uzadığından yemesi oldukça güçtür. Hele bir de benim gibi kibarlık yapıp çatalla yerseniz çatala ne kadar dolarsanız dolayın sonu gelmez bir türlü.Muhlamanın bu özelliğinden dolayı bir yeme hikayesi var ki eşim bunu her seferinde anlatır , ben de şimdi sizinle paylaşmak istiyorum.

Adamın biri Rize 'nin Hemşin ilçesine gelmiş ve hemen bir muhlama yapıp koymuşlar önüne . Tabi adam bir iki uzanıyor peynir uzuyor uzuyooor bir türlü kopmuyor . Hemşinliler de adama her seferinde kalkıp kapının oraya kadar gideceksin ki peynir kopsun diyorlar.Adamcağız da her muhlama yemeğe uzandığında kapıya kadar gidip geliyor . Sonra bu adam memleketine gittiğinde şöyle anlatıyor : "Hemşinlilerin muhlaması çok güzel de şu oturup kalkması olmasa "

Ben sevgili kayınvalidemden gördüğüm gibi yapıyorum muhlamayı , genelde de aynı oluyor diye biliyorum .

Yöresel muhlamalık peyniri derin kaba gelişi güzel dilimleyip içine bir kaşık un ve yarım çay bardağı kadar su ile karıştırıyorum . Tavaya da 3 kaşık tereyağ koyup iyice kokusu ve rengi çıkana kadar ateşte tutuyoruz . Peynirli karışımı foooşşş diye bir ses çıkarak birden yağla buluşturuyoruz ve bir kez karıştırıp kısık ateşte peynirler iyice eriyene kadar pişiriyoruz . Bazen de eriyen tereyağında mısır ununu kavurup sonra sadece peynir ve su karışımını katarak da yapıyorum.Her ikisiyle de mükemmel oluyor .Kalorisi biraz yüksek ama özellikle benim çocuklarım gibi peynirle arası olmayan çocuklar için gerçekten çok faydalı ve de bol kalsiyumlu...

24 Eylül 2007 Pazartesi

RAMAZAN PİDELİ PİZZA




Geçen sene fazla olan pidelerimi hiç parçalanmamış olanlarını derin dondurucuya kaldırıp zaman zaman bunlardan hemen pratik pizzalar yapardım .Geçenlerde akşamdan kalan pideyi değerlendirip çocukların beslenmelerine koymak için onların sevdiği malzemelerle bir pizza hazırladım .Üstelik çok da kısa sürede süper bir pizza oldu diyebilirim .İşte size kahvaltı yada çay saatlerinizde ya da benim gibi çocuklara beslenme saati için en kısa zamanda hazırlayabileceğiniz bu nefis pratik pizzanın bir o kadar da pratik tarifi:
Ben ketçapı çok az sulandırıp pidenin üzerini bununla kapladım önce .Siz isterseniz sulandırılmış salça da sürebilirsiniz.Arzuya göre kekik serpebilirsiniz .Küp doğranmış domates , doğranmış kırmızı ve yeşil biber, zeytin dilimleri , sosis dilimleri ve istediğiniz malzemeleri koyup fırında 6-7 dakika pişirin .Pidenin kenarları kurumadan çıkarıp bol rende kaşarla pizzanın her tarafını kaplayıp tekrar fırına koyup 2 dakika tutup çıkarıyoruz fırından. Hepsi bu kadar ....Üçgen dilimlere ayırıp servis yapıyoruz . Hepinize afiyet olsun...

21 Eylül 2007 Cuma

NERELERDEYİM??????


Yoğun tempolu günlerin arasından azıcık kafamı bloguma uzatıp biraz sizlerle olmak istedim.Öncelikle mübarek ramazan ayı hepimize hayırlı olsun , Allah bayrama ulaşabilmeyi ve bu ayı hayır hasanet ve ibadetle geçirebilmeyi nasip etsin diliyorum. Bu arada ben de hiç boş durmadım neler mi yaptım :
Öncelikle ramazan öncesi şöyle keyifli bir kahvaltı için arkadaşım Pınar 'ın kahvaltı masasını şenlendirdik.Bize göre şenlendirdik ama Pınar'cığım bilmem sen nasıl düşünüyorsun :)


Pınar ; renk renk ev yapımı reçeller ,çeşit çeşit börekler , peynir çeşitleri ve omletlerden oluşan nefis bir kahvaltıyla ramazan öncesi midemize ve gözümüze bayram ettirdi.Tekrar teşekkürler ve ellerine sağlık canım arkadaşım....


Sonra ne mi yaptım ? Yazın rehavetini üzerimden atarak artık kışlık hazırlama vaktidir diyerek kolları sıvadım .Oğluşum çok yemek seçer ve çok iştahsız ama en sevdiği çorba da tarhana çorbasıdır .Hal böyle olunca da tarhanayı evde kendim yapmak istedim .Böylece içine çocuklar için besleyici bazı gıdalar de koyabileceğim diye sevinerek bu zahmete bulaşmış oldum bir kere.





Dometeslerin kabuğunu soyup doğradım , kırmızı biberleri az haşlayıp kabuklarını soyup onları da doğradım , kuru soğanları da doğrayıp süzülmüş yoğurt ,tuz ,1 tane yaş maya attım ve aldığı kadar unla sert bir hamur olması için yoğurmaya başladım .İşte buraya kadar normal tarhana gibi gözükse de ben biraz dediğim gibi besleyici değerini arttırarak birer kase haşlanmış ve robottan geçirilmiş kuru fasülye , nohut ve havuç koydum . Unutmadan 1 paket de irmik kattım şimdi hepsini yoğurdum .Mayalanıp kabardıkça tekrar un katarak yumrukladım .4 gün sonunda küçük parçalar halinde temiz bir beze serip 1 günde öylece beklettim sonra eleyerek ufaladım ,tekrar beze serip iyice kuruyunca da bez torbalara koyarak ramazan ve kış sofraları için muhafaza ettim.Eh sonucunda gördüm ki hiç de kolay değilmiş bu tarhana işi .Bu yüzden adını yazın cefası , kışın sefası koydum.Tabi biz kışı beklemeden başladık bile yemeye.

Et yada tavuk suyuna pişirdiğim çorbanın üzerine salçalı tereyağlı bol naneli sosunu gezdirip masaya koyduğumda önce nefis kokulu dumanını çekip sonrasında da bu kokunun verdiği iştahla çorba nasıl bitiveriyor hiç anlamıyorsunuz bile..
Hazır kışlık çorba yapılmışken bir de geen kış ve ramazan sofralarında bulunması için bir de turşu yapayım dedik.
Sağolsun canım anneciğim her zaman ki yanımdaydı.Fasülyeler ayıklanıp yıkanıp çok az kaynar suda haşlandı, kavanozlara yerleştirilirken aralarına bir avuç nohut attıkdilimlenmiş kabuklu elma, doğranmış sarımsak fasülyelerin arasına koyulur .Diğer tarafta kaynamış ve soğutulmuş suya ayarlayarak turşu tuzu , 2 kesme şeker ve isterseniz az sirke koyup tuz ve şeker eriyene kadar karıştırıp kavanozdaki fasülyenin üzerine tepesine kadar koyulur.
içerisindeki nohut ve elma sirke görevi görüp ekşimesine sebep olacağından özellikle mide rahatsızlığı olanlar hiç sirke koymadan da daha güzel bir turşu elde etmiş olacaklar.Dediğim gibi çok daha keskin bir tat için sirke de ilave edebilirsiniz.

Karışık turşu için istediğiniz turşuluk sebzeleri yıkayıp doğrayıp aynı şekilde ama çiğden haşlamadan kavanoza doldurup tıpkı fasülye turşusu gibi yapabilirsiniz .Ben kırmızı lahana da koydum renkli olması için sizin arzunuza ve damak tadınıza kalmış artık .

İşte ben sizlerden ayrıyken böyle işlerle uğraştım Hee bir de okullar açıldı benim ikizlerim oğluşum ve kızım 2. sınıfa başladılar.2007-2008 öğretim yılı hepimize yavrularımıza ve tüm öğretmenlere hayırlı uğurlu olsun.

Yazdan kalan tembelleşmiş vücut ramazan ve okulla birden yoğun bir tempoya dönüşünce birden afalladım tabi.Bu tembellik yerine tatlı bir koşuşturma başladı.

Bu yüzden de buradan bir süre ayrı kaldım .Umarım ki bir daha bu kadar uzun sürmez , dağılan taşlar kendiliğinden yerine oturur ben de kendime ona göre bir düzen kurarım .

En kısa zamanda görüşmek ümidiyle kendinize çok iyi bakın.....

11 Eylül 2007 Salı

ISPANAKLI PAÇANGA BÖREĞİ


Nedense içindeki pastırmadan dolayı mıdır bilmem ama paçanga böreği sanki genellikle ramazan sofrasına özel bir börekmiş gibi gelir bana .Ama ben dayanamadım ve ramazandan önce yaptım ve hatta daha besleyici olması için ıspanak da koydum ve de en önemlisi yağda kızartmayarak kalorisini çok çok azaltıp fırında pişirdim .Eee hal böyle olunca da yaklaşan ramazan sofralarınıza katkıda bulunmak için sizlerle paylaştım .

Öyle ölçü falan vermeyeceğim.
Ispanak yapraklarını doğrayıp yıkayıp az sıvıyağda biraz soteleyin suyunu çeksin ve ateşten alın .Soğuyunca içine pastırma doğrayıp bol kaşar peyniri rendeleyin.
Yufkayı tezgaha serip 8 üçgen parçaya bölün Sosu için : yoğurdu koyu ayran yapıp biraz sıvıyağ koyup karıştırın .Yufkalara önce sostan sürüp sonra pastırmalı ıspanaklı harçtan bolca koyup geniş bir şekilde kalın ve yassı sigara böreği şeklinde sarın. Börekleri önce çırpılmış yumurtaya ardından da galete ununa her tarafını güzelce bulayın. Paçanga böreğinin aslı servise ramak kala yağda kızartılıp kaşarları donmadan da servis edilmesidir. Ancak ben bu şekilde hazırladığım
börekleri az yağlı tepsiye dizerek fırına sürdüm , inanın hem çok hafif hem de dışı çıtır çıtır içi yumyumuşak ( oğlumun tabiriyle ) nefis bir börek oldu .Hatta benim gibi önceden zamanınız olunca bu börekleri hazırlayıp galete ununa bulayıp derin dondurucu dolabınızda bu şekilde saklayabilirsiniz , yenileceği zaman sadece fırınlayıp hemen servis yapabilirsiniz .Misafir sofralarınıza inanılmaz lezzetli nefis bir börek .Benden söylemesi...



Posted by Picasa

1 Eylül 2007 Cumartesi

MUHTEŞEM SÜNNET DÜĞÜNÜMÜZ



Kaynımın ve eltimin diyeceğim ama hiç de sevmem bu elti kelimesini o zaten eltim değil ilkokul 1. sınıftan beri yani 7 yaşımdan beri benim arkadaşım hep de öyle kalacak.Kaynım ve arkadaşımın bir tanecik oğulları Yağız'ın sünnet düğünüydü dün gece.Günlerdir hatta 2 buçuk aydır bu geceyi bekliyorduk.

Öncesinde makyaj ve biraz bakım için günler öncesinden kuaför arayışına geçildi .Nihayet adının çok duyulduğu hep ünlülerin şu anda da sevgili Bülent Ersoy , Asena ve pek çok sanatçıların , mankenlerin makyözlüğünü yapan GÜL AKSOY KUAFÖR den randevu alarak oraya gitmeye karar verdik.Bizi kuaförün kapısında sıcak insanlar karşıladı. Gül hanımla ve onun inanılmaz sıcakkanlı , hoş sohbet annesi Melike ablayla tanıştık .Sağolsunlar hem profesyonelce bu işi yapıp bu kadar ünlüyle çalışıp hem de bu kadar mütevazi olmak çok sık karşılaşılamayacak bir durum olsa gerek.

Sakın böyle bir yerin fiyatı oldukça pahalıdır diye düşünmeyin inanın fiyat konusunda da bir o kadar mütevaziler. Takma kirpikle birlikte Gül Aksoy hanım efendinin elinden çıkma profesyonel makyaj sadece 25 lira .Çocuk saçı 5 lira , , kaş aldırma 5 lira , saç kesim 10 , fön 5 lira , topuz 15 lira gibi neredeyse mahalle arası kuaförlerle aynı ücrette ama sonuç oldukça kaliteli.Buradan muhteşem düğün gecemize bizi hazırlayan Gül Aksoy 'a ve onun şeker mi şeker annesi Melike ablaya ve diğer güler yüzlü tüm çalışanlarına tekrar tekrar teşekkür edip ellerinize sağlık diyorum .

Arkadaşlar henüz internet sitesi olmayan daha doğrusu reklama hiç ihtiyaçları olmadığı için böyle bir şeye gerek bile duymayan , kendini evinde gibi sıcak hissettirip bir yandan da sizi güzelleştirip yenileyen bu mekanın adresini vermeden de geçemeyeceğim :

GÜL AKSOY BAYAN KUAFÖRÜ

Ulubatlı Hasan cad. No:44 Aksoy Apt. B. Evler / İstanbul

Tel:0212 555 56 24
Önceden telefon ile randevu alınız çünkü Gül hanım sürekli televizyon kanallarında sanatçılarla çalıştığı için başka türlü onu bulmak imkansız diyebilirim .

Arkadaşlar düğünümüz tek kelime ile muhteşem görkemli bir düğün oldu .Beni en çok etkileyen kuzenimiz Yağız 'ın sünnet tahtıyla ard arda patlayan volkanlar eşliğinde omuzlarda dolaştırılması ve ardından atılan havai fişek gösterisi oldu. Benim için hem gurur verici hem de duygusal anlar yaşadığım bir andı. Sünnet mekanı da oldukça şık bir kır düğünü mekanıydı. Zeytin burnunda Sur Restorant ; ben kendi adıma ve Zehra adına bizimle son ana kadar ilgilenip isteklerimizi anında yerine getiren başta Fethiye hanıma, çaldığı güzel müziklerle Burkay beye , sürekli misafirlere ve kendime soğuk su istememden bıkan servis yapan arkadaşlara tekrar teşekkür ederiz...

Çocukları eğlendiren palyaço benim şimdiye kadar gördüğüm en iyi palyaço olmalı ki (nerden anladım ) benim çocuklarım düğün boyunca hiç yanıma uğramadılar peşimden anne anne diye hiç koşmadılar diyebilirim .O gece benim yerime sürekli palyaçonun peşinden koştular. Yani anlatmayla bitmeyecek kadar güzel bir geceydi arkadaşlar...

Canım arkadaşım Zehra'ya ve kaynım İbrahim'e tekrar hayırlı uğurlu olmasını diliyor Yağız 'ın hep beraber damatlığını da görürüz inşallah diye umuyorum . Eee tabi ki darısı benim oğluma ve sünnet olmamış tüm küçük erkeklere ...

24 Ağustos 2007 Cuma

GÖZLEME PİZZA





Pazar günleri dışarıdan gelince evde yemek de yoksa genelde dışarıdan yiyecek söyleriz .Gene böyle bir pazar günü ; bu kez evde çarçabuk sağlıklı birşeyler uydurmalıyım diye düşünürken buzdolabımda yufka olduğunu gördüm . Ben de içine domates , biber , kaşar peyniri koyup acilen ev halkını doyurmayı başardım .Nasıl mı yaptım ?
Bütün yufkayı ikiye böldüm .Siz isterseniz bölmeden tüm yufkayla da yapabilirsiniz.Yufkayı serip tam ortası yani malzeme koyulacak kısım kalın olması gerektiği için oraya biraz daha yufka parçaları koyun.Biraz sütle yumuşatıp küp doğranmış domates .doğranmış yeşil biber , sosis ya da sucuk parçaları istediğiniz gibi çeşitlendirebilirsiniz .Rendelenmiş kaşar peyniri de koyup dört kenarını ortaya doğru kapatıp çok az yağlanmış teflon tavada her iki tarafını da iyice pişiriyoruz.Eşim gibi çay sevenler çayla , benim gibi çayla arası olmayanlar ayranla , arzu edenler de çocuklarım gibi meyva suyuyla sıcak sıcak uzayan kaşarlarla mücadele ederek afiyetle yiyebilirsiniz.

14 Ağustos 2007 Salı

ŞİMDİKİ ÇOCUKLAR BİR ALEM









Benim 7 yaşındaki ikizlerim yani oğlum Ömer ile kızım Şevval bu aralar şeker hamuru ile yapılan pastalara kafayı takmış durumdalar ; hem de çok fena ...Blogumda takip ettiklerimin listesinden özellikle sevgili Zuhal , Burcu , Hanımiş ve diğer şeker hamurlu pasta bloglarını sık sık ziyaret edip teknik ve şekil öğreniyorlar haberiniz olsun yaniii. Bunlara bakıp oyun hamuruyla benzerlerini çalışıyorlar kendi çaplarında.Yaz boyunca tatil kitabı yapıp , bol bol kitap okumayla günlerini geçirmeleri gerekirken benimkiler de her gün pasta pasta dolaşıp bunlara duydukları hayranlığı ifade ediyorlar.Bu yaştaki çocuklar annelerinden oyuncak gibi şeyler isterken benimkiler özellikle de oğlum sürekli şeker hamuru almamı istiyordu benden. Ne zaman size bir süprizim var desem Ömer hemen " anne yoksa şeker hamuru mu aldın " diye soruyordu.Ve aniden gittğim Eminönü'den şeker hamuru almadan dönmem bu kadar isteyen çocuklarıma haksızlık olurdu. Eve gelmek için sabırsızlanıyordum çünkü o mutluluğu hayal etmeye çalışıyordum .Haklıydım da ne kadar sevinip mutlu olduklarını anlatamam size sanki onlara dünyaları vermiştim.Şimdi de ne zaman yapacağız diye sabırsızlanıyorlar .Şeker hamuru ve bir kaç malzeme alıp gelince oğlum Ömer bana " anne gıda kalemi neden almadın , ağız , göz , burun yapardık " dediğinde şok oldum inanın neler de biliyor diye . Babaları Rize'li ve Rize 'den de çok pastaneci ve pastacı çıktığı için bazen Ömer de bunlardan biri mi olacak diye düşünmüyor da değilim hani. Ömer ile Şevval 'in oyun hamuruyla yaptıkları , sizlerin bloglarından çaldıkları bu çalışmalardan görüntüler işte bunlar....
İlk defa şeker hamurlu pasta denemesi için tecrübelerinizi benimle ya da ikizlerimle paylaşmak isterseniz hepinizin önerilerinizi bekliyoruz .Çünkü bu kadar hevesli olan çocuklarımın ilk çalışmalarının hayal kırıklığına dönüşmesini hiç istemem doğrusu.Özellikle bu işe tam olarak yüreğini ve sevgisini vermiş gerçek üstadlardan Pastacı Burcu ,Zuhal , hanımiş ve diğer arkadaşlardan bu konuda ilk aşamadaki tecrübelerinizi mutlaka bekliyoruz .
En önemlisi de ikizlerimiz 12 ekim doğum günlerine kadar öncesinde bir iki deneme yaparak esas doğum günü pastalarını kendim yapmak istiyorum .Onlara en güzel hediye şeker hamurlu pasta ; hem de annelerinin kendi elleriyle yaptığı şeker hamurlu pasta düşünebiliyor musunuz ne kadar mutlu olurlar..?

7 Ağustos 2007 Salı

AÇMA



Mayalı tarifleri oldum olası bir türlü istediğim gibi tutturamazdım .Bunu canım arkadaşım semra 'da yediğimizde çocuklarla da bend e çok beğendik ve ben gene ümitsiz bir şekilde tarifini aldım arkadaşımdan .Nasıl olsa gene beceremeyecektim ama gene de denemekten de yılmıyordum .Hem Semra da bana bu tarifi mutlaka tutturabileceğimi şimdiye kadar da hiç şaşmadığını söyleyince iyice cesaretlendim ve geçen pazar Çatalca'ya abimizin yazlığına giderken yapmaya karar verdim.Canım arkadaşım yanılmamışsın .Gerçekten bu kez tutturdum inanamıyorum hem de harika oldu .Tadı , kokusu , yumyumuşaklığı (oğlum Ömer yumuşağın tarifini hep böyle yapar da benim de ağzım böyle alışmış) tam kıvamında oldu gerçekten .Eee hal böyle olunca da sizlerle paylaşmak istedim ilk başarılı mayalı tarifimi....

MALZEMELER:

  • 2 su bardağı ılık süt
  • 1 su bardağı svıyağ
  • 1 çay bardağından az tozşeker
  • 1 çay kaşığı tuz
  • biraz istenirse mahlep
  • aldığı kadar un
  • 1 paket yaş maya
  • 1 yumurtanın sarısı
  • üzeri için çörekotu
YAPILIŞI:
Sütü ılıtıp içine şekeri ve mayayı koyup eritin .Hamur yoğurma kabına unu ,tuzu koyup ortasını açın sıvıyağı ,sütlü mayalı karışımı ve mahlebi koyup aldığı kadar unla yoğurun.Hamur biraz yumuşak olsun .Biraz şöyle yarım saat kadar sıcak bir ortamda mayalanması için bekletin. Mayası gelince elinizi arada yağa batırarak hamurdan parçalar koparıp uzunlamasına büküp iki ucunu birleştirerek açma şekli verin ve yağlanmış tepsiye dizin.Üzerine yumurta sarısı ve az sıvıyağ karışımı sürüp 170 derece fırında pişirin .Üzeri pembeleşince fazla kurutmadan çıkarın .Sıcak sıcak dumanı üstündeyken servis edin .Çünkü dumanıyla birlikte yayılan o nefis kokuyu kaçırmamak için ....
Önemli bir dip not: Benim gibi arada fırınınız istemediğiniz yiyeceklerinizi kurutuyorsa ben onun bir kolayını buldum artık ve sonuç her zaman yumyumuşak poçalar ve pideler oluyor.Yumuşak kalmasını istediğim hamur işini pişirirken tepsinin altına fırına dayanıklı bir kapla su doldurup koyuyorum ve suyun buharı fırının içini nemli tutuyor ve dolayısıyla pişen hamur da kurumamış oluyor.Yani sonuç her zaman mükemmel oluyor .Kolay gelsin ve mutlu sonuca ulaşabilenlere de afiyet olsun....

2 Ağustos 2007 Perşembe

ETSİZ ÇİĞ KÖFTE


Malatya'lı olduğumuz için bizde yani annemler devamlı çiğ köfte yaparlar. Ama ben öyle uzun uzun saatlerce yoğurup uğraşamam. Benimki hem pratik olmalı hem de tadı gerçek çiğ köfte gibi olmalı.
Bunu ilk kez çocuklarımın sınıf arkadaşları ve anneleri geldiği gün yapmıştım .Aslında kısır yapmak için hazırlığa başlamıştım ki ortaya bu harika çiğ köfte çıktı çok da makbule geçti herkes için.Dolabımda çiğ köftelik kıyma olduğu halde çocukların da yiyeceğini düşünerek koymak istemedim . Üstelik öyle saatlerce yoğurmadan 15-20 dakikada hazır olan pratik bir çiğ köfte oldu.Koca bir tabaktan sadece 3 parça kalmıştı ve onu da eşime ayırmıştım tadımlık.Artık bunu sık sık yapıyorum.Kısır diye niyetlenip mutfağa girdiğimde bu çiğ köfte çıkıyor ortaya nedense...
Bu pratik tarifi sizlerle de paylaşmak istedim :

MALZEMELER:

  • yarım kilo ince bulgur(esmer bulgur da olabilir)
  • 5 kaşık acı-tatlı biber salçası
  • 2 rende domates
  • 2 kaşık domates salçası
  • 1 rende kuru soğan
  • 1 avuç dolusu sarımsak
  • çiğ köfte baharatı(karışık)
  • isteğe göre isot
  • 2 limon suyu
  • yarım su bardağı kadar sıvıyağ
  • yeşil soğan ,maydanoz
  • roka yaprakları ve kıvırcık
YAPILIŞI:
Malzemenin çokluğu sizi korkutmasın genelde evde olan malzemeler. Çiğ köfte baharatı yoksa kimyon , karabiber , nane , pul biber , yeni bahar bunları ya da bunlardan bir kısmını koyabilirsiniz.
Bulguru geniş bir kaba koyup domatesleri rendeleyip , dövülmüş sarımsak ve rende soğanı katıp , karıştırıp biraz dinlendirin.Sonrasında salçaları limon suyunu ve sıvıyağı koyup başlayın yoğurmaya .Tuzunu salçaların tuz miktarına göre ayarlamayı unutmayın. Baharatlarını koyup tekrar yoğurmaya devam edinKurudukça elimizi suyla devamlı ıslatıyoruz.En son kıvamına gelmişse ince doğranmış maydanoz ve yeşil soğanı katıp yoğurup kıvırcık yayılmış servis tabağına diziyoruz . Üzerini roka yaprakları ve limon dilimleriyle süsleyip servis yapıyoruz .
Hayır durun yemiyoruz.Mayalı ekmek hamurunu açıp , bir güzel teflon tavada yağsız pişiriyoruz lavaşlarımızı. Lavaşların içine koyuyoruz çiğ köfteyi , roka yapraklarını üzerine de sıkıyoruz limonu sarıp dürüm yapıyoruz işte tamam artık yiyebiliriz .
Yandınız değil mi? Eee acısını da siz ayarlayın artık....

31 Temmuz 2007 Salı

VİŞNELİ VE TAZE KAYISILI KEK


Biliyorum ikizlerimi düşünerek yaptığım tariflerden bıktınız ama benim için ev yapımı doğal yiyecek ve içecekleri tüketmeleri çok önemli aslında.Reklamlarda ya da marketlerde gördükleri ürünleri katkı maddesi fazla ise almayıp benzerlerini evde onlarla beraber yapmayı tercih ediyorum.Hem onlarla vakit geçirip eğleniyoruz hem de sağlıklı beslenmelerini sağlıyorum.Oğlum Ömer yemekle fazla arası olmamakla beraber tam bir içecek delisi. Özellikle de meyva suyu delisi. Katkısız olduğuna güvendiğim bir kaç marka dışında almayıp , evde yapmayı tercih ediyorum. Tıpkı bu kekin yanına yaptığım vişneli , kırmızı erikli meyva suyu gibi.Önce kekle başlayalım.

MALZEMELER:

  • 4 yumurta
  • 1 buçuk su bardağı toz şeker
  • 1 buçuk su bardağı un
  • kabartma tozu ,
  • vanilya
  • çekirdekleri çıkarılmış bir avuç taze vişne
  • 6-7 tane küp kesilmiş taze kayısı
  • damla çikolata taneleri


YAPILIŞI:

Yumurta ile şeker iyice çırpılır.Un ,kabartma tozu , vanilya koyulur.hafif karıştırılıp kayısı ve damla çikolata koyulur .Yağlanmış kalıba ya da tepsiye boşaltılıp en son vişneler dibe çökmesin diye hafif una bulanıp en üste dizilir ve 150 derece fırında içi yumuşak kalacak şekilde pişirilir.
Yanında da gene doğal ev yapımı istediğiniz taze meyvaları karışık (ben vişne ve kırmızı erikten yaptım bu kez) kaynatıp şeker ekleyip sıcakken tel süzgeçten geçirerek bu aroma tadında yoğun meyva suları yaparak hem kendinizi hem çocuklarınızı şımartabilirsiniz .Hepinize kolay gelsin , sonuca ulaşabilenlere de afiyet şeker olsun....

30 Temmuz 2007 Pazartesi

SEBZELİ EZO GELİN ÇORBASI


Bu sıcaklarda bile çorbaya hayır demeyen bendeniz çocuklar için de besleyici olan bu çorbayı uydurdum .İştahsız olan , herşeye hayır diyen oğlum bu çorbadan inanamadım ama 2 tabak yedi .Başka birşey yemesine gerek yoktu bence .Bu tam bir öğün yetecek kadar içeriği besleyici bir çorbaydı.Tarifine geçelim :
MALZEMELER:
  • 1su bardağı kırmızı mercimek
  • 1 yemek kaşığı pirinç
  • yarım çay bardağı bulgur(besleyici değerini arttırmak için)
  • etsuyu yada tavuk suyu
  • 1 orta boy patates
  • 2 havuç
  • 1 orta boy kuru soğan
  • 4-5 yaprak ıspanak
  • kabak v.s. gibi sebzelerle arttırabilirsiniz
  • tereyağ
  • nane ,pul biber
  • 1 kaşık salça
  • Arzuya göre üzerine kıtır ekmek
YAPILIŞI:
Mercimek, pirinç, bulgur yıkanır ve kaynayan et suyu ya da tavuk suyuna koyulup kaynatılır.Küp doğranmış patates, havuç , soğan ve diğer sebzeler de koyulup hepsi kaynatılır.İyice pişince blendırdan geçirilir. Ayrı bir tavada tereyağ eritilir İçine salça , pul biber ,nane ve karabiber koyulup tenceredeki çorbaya ilave edilir.Bu arada tuzunu söylemeyi unuttum ama siz koymayı unutmayın.
Hem kuru bakliyat yani bol protein ,karbonhidrat hem sebzeler içinde hem de inanılmaz lezzetli bu çorbayı özellikle çocuklarınıza mutlaka deneyin derim....
Bayat ekmeğiniz varsa küp doğrayıp fırında iyice kurutup bu çorbaya yerken katarsanız inanılmaz yakışıyor ,benden söylemesi ....

28 Temmuz 2007 Cumartesi

OKUMA BAYRAMI HEDİYECİKLERİ






Sizlerle biraz gecikmiş bir konuyu henüz paylaşmak istiyorum.Yaklaşık 2 ay kadar önce birinci sınıfı bitiren ikizlerimin okuma bayramları oldu.Sevgili öğretmenimiz bizimkileri sunucu yapmıştı bu anlamlı günde.Nasıllardı..???Ehh işte fena sayılmazdı.İnanılmaz güldük ,eğlendik eee tabiki o yaştaki çocuklarımızla yaptıklarından dolayı gurur da duyduk.Evladı olan her anne babaya Allah bu gururu yaşatsın derim.Öncesinde bu güzel günü unutmamak kalıcı kılmak için ne yapabilirim diye işe biraz karışma gereği duydum.Ve içinde çikolata olup çocukları mutlu edecek , üzerinde de resimleri olup aileleri mutlu edecek ,kalıcı olmasını isteyen herkesin işte vitrinine ya da çocuk odasına koyabileceği bu çikolata sepetlerini buldum .Sağolsun öğretmenimiz de bu fikrimi onaylayınca alışverişini yaptık ve gene onlara çok teşekkür ediyorum ki ; bir kaç veli biraraya gelerek hemen aynı gün bu sepetleri yapıp bitirdik ve süslediğimiz büyük banyo sepetimin içine yerleştirdim.Çocukların resimlerinin üzerinde de 1-A sınıfı okuma bayramına hoşgeldiniz yazıları yazıyordu. O harika günün anısına gerçekten de herkesin çok beğendiği , değişik bir şey çıkmış oldu ortaya.
Tabi ki; sayın okul müdürümüzü ve emeği geçen öğretmenlerimizi de unutmamak gerekliydi.Onlara bu bebek sepetleri olmayacağı için gümüş kutulara koyulan çikolatalardan yaptık .Ve resim olarak 1-A sınıfının öğretmenleriyle çekilmiş toplu resmini zımbaladım onlara da .
Benim gibi bu konulara hevesli meraklı tüm arkadaşlara fikir olsun diye paylaştım bunları.Kim bilir belki bir gün size de ışık tutabilir bu alternatif....

27 Temmuz 2007 Cuma

MAHLEPLİ TUZLU KURABİYELER



MALZEMELER:
  • 125 gr. margarin ya da tereyağı (oda ısısında yumuşamış)
  • yarım çay bardağı sıvı yağ
  • 1 yumurta sarısı içine
  • 1 yumurtanın beyazı üzerine sürülecek
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 yemek kaşığı mahlep
  • aldığı kadar un
  • 1 yemek kaşığı şeker
  • 1 çay kaşığı tuz
  • üzerine çörek otu ve susam
  • Yarım çay bardağı sirke
YAPILIŞI:
Yumurta akı , çörekotu ve susam dışında tüm malzemeler karıştırılıp çok sert olmayan bir hamur yapılır.Tezgahta 1 cm. inceliğinde açılan hamurdan istediğiniz kalıplarla şekiller çıkararak yağlanmış tepsiye dizilir.Üzerine yumurtanın sarısı değil beyazı sürülür(evet yanlış okumadınız)Susam ya da çörekotu ya da her ikisi de serpilip 170 derece ısılı fırında 15 dakika kadar pişirilir.İnanılmaz kıyır kıyır pastane kuru pastalarına rakip bir kurabiye diyebilirim.Yani bütün kurabiye canavarlarına duyurulur!!!

26 Temmuz 2007 Perşembe

MARMELATLI KURABİYELER



MALZEMELER:
250 gr. yumuşamış margarin ya da tereyağı
1 su bardağı pudra şekeri
1 paket vanilya
aldığı kadar un
kayısı , çilek ya da herhangi marmelatlar
YAPILIŞI:
Margarin ya da tereyağı , pudra şekeri iyice mıncıklanır, elenmiş un ve vanilya koyulup çok sert olmayan hamur elde edilir.Yuvarlanan hamurlar yağlanmış tepsiye sıralanır ve ortalarına baş parmakla basılarak çukur yapılır.Bu çukurlara istediğiniz marmelatlar çay kaşığıyla koyulur ve fırında rengi değişmeden pişirilir.Fırından çıkarıldığında isterseniz etrafı pudra şekerine bulanabilir. Çay saatleri için görüntüsü ve tadı hoş, albenisi olan bir kurabiye alternatifi.Yapımı da oldukça kolay hadi kolay gelsin ve sonuca ulaşanlara da afiyetler olsun....

25 Temmuz 2007 Çarşamba

KABURGA DOLMASI



Arabayı aldığımız günün hemen ertesi gün kurban kestirip kan akıttık.Kurbanı biraz dağıtıp kaburgasıyla da kendimize bahçede ziyafet çektik.Bizim Malatya yöresine ait bir ziyafet yemeğidir bu kaburga dolması .Kesen kasap önceden tenbih edilir kaburganın dışındaki zar zarar görmemeli diye.Çünkü bu zar elle iyice torba gibi genişletilerek az kavrulmuş iç pilav buraya doldurulup yakılmış iğne ve iplikle iyice dikilir .(Bildiğiniz üzümlü ,fıstıklı iç pilav )İçi doldurulmuş kaburganın her iki tarafına elle salça sürülerek geniş bir tencerede sıvıyağda arkalı önlü nar gibi kızartılır.Üzerini kaplayacak kadar su koyulup 1-2 saat pişirilir.İyice liğme liğme olunca tencereden tepsiye alınır ve tenceredeki su süzülür.Bu etsuyuyla da nefis bir fesleğenli bulgur pilavı yapılır.Tepsideki iç pilavlı kaburga dolmasının etrafına da bulgur pilavı döşenir.Yani özelliği kaburganın içinde pirinç pilavı , dışında yani tepside de bulgur pilavı olmasıdır.Servis yaparken bıçakla kaburganın kızarmış derisi bıçakla kesilip eti , iç pilavı ve bulgur pilavı hep beraber servis yapılır.Çok üzgünüm ki , size kaburganın kesilip iç pilavıyla servisini resimleyemediğim .....
Yerken de hep sevgili Seda Sayan 'nın kulaklarını çınlattık.O bu yöresel yemeği çok sevdiğini ve Kamurga Sofrası'na gidip yediğini programlarında hep bahseder ya işte ondan.
Çok eziyetli ama gerçekten de çok lezzetli ziyafet yemeği gerçekten.Bu yüzden en son 10 sene önce yemiştik ,bir daha ne zaman nasip olur Allah bilir......

17 Temmuz 2007 Salı

İÇLİ KÖFTE


İÇ MALZEMESİ:

  • yarım kg kıyma
  • 3 baş soğan
  • yarım su bardağı dövülmüş ceviz içi
  • tuz , karabiber
  • 3 kaşık margarin
  • DIŞ MALZEMESİ:
  • yarım kg ince bulgur
  • 2 su bardağı kadar un
  • tuz ,sıvıyağ ve 3 yumurta

YAPILIŞI:
Kıymayı soğanı kavurun.Saldığı suyu çekince margarin koyup kavurmaya devam edin.Tuz karabiber koyup ateşten alın. Soğuyunca dövülmüş ceviz içini de karıştırın.
Ayrı derin bir kapta bulguru sıcak suyla ıslatıp dinlendirin.Kıvamını ayarlayarak ununu ve suyunu koyup iyice macun gibi olana kadar yoğurun. Yumurta büyüklüğünde parça alıp elinizle çukurlaştırıp (iyice inceltip) iç malzemesini koyup gene incelterek hamurun ağız kısmını kapatın.Hamur ve iç bitene kadar hepsini aynı şekilde yapın.Kaynayan suda 5 dakika haşlayıp dağılmadan alın.Çırpılmış yumurtaya bulayıp yağda nar gibi olana dek kızartınız.
bu bizim Malatya yöremize ait içli köftemiz .Ben iç malzemesine reyhan da koydum çok yakışıyor.Yanında bir de ayran olursa tadına doyulmuyor....

12 Temmuz 2007 Perşembe

ETLİ EKŞİLİ KARIŞIK DOLMA


MALZEMELER:
  • yarım kg. dolma biber
  • içi oyulmuş 3 kabak
  • 200 gr taze yaprak
  • kırmızı biber ya da patlıcan da olabilir.
  • yarım kg. kıyma
  • 3 orta boy soğan
  • yarım demet maydanoz
  • tuz ,karabiber,kimyon ,sumak
  • 3 kaşık salça
  • 2 doğranmış domates
  • 2 su bardağı pirinç
  • yarım çay bardağı sıvı yağ
  • 1 yemek kaşığı limon tuzu YAPILIŞI:
Soğanları yemeklik doğrayın.Kıymayı , baharatları, salçayı ,tuzu koyun.Domates ve ince kıyılmış maydanoz ve dereotunu koyup 2 bardak pirinci de ekleyip karıştırın .Yarım çay bardağı da sıvı yağ koyun.Hazırlanmış içi kabaklara , dolma bibere doldurup kalanını da yapraklara sarın.Tencereye dizip üzerine tuz ,sıvı yağ ve limon tuzu ekleyip sıcak suyunu da koyup kısık ateşte 45 dakika pişirin.

Ekşili arap dolması sevenler için ona yakın bir dolma diyebilirim.Bir de onların yaptığı gibi sıcakken tepsiye ters çevirip masaya tepsiyle getirip yemesi lezzetine lezzet katıyor doğrusu.....

DAMLA ÇİKOLATALI MUZLU PASTA


Pasta krizine giren çocuklarım için acilen ve yapımı kolay olan bir pasta yapmalıydım .Biraz ordan burdan , biraz kendimden , azıcık da oğlumdan bişeyler katarak tadı gayet güzel bir pasta çıktı ortaya.Hatta yerken "böyle güzel olacağını bilseydik biraz özenerek yapardık "diye aramızda şakalaştık oğlumla.Hem ekonomik hem de pastane pastasını aratmayacak bu pastayı oğlum Ömer le beraber yaptık.Hadi sizinle de paylaşalım....
  • MALZEMELER:
  • 4 yumurta
  • 1 su bardağı tozşeker
  • 2 su bardağı un
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilya
  • 1 poşet krem şanti
  • 1 su bardağı soğuk süt
  • mevsim meyvaları ya da sadece muz
  • damla çikolata taneleri
YAPILIŞI:

Yumurtaları şekerle iyice çırpın , kabarınca unu ,kabatma tozu ve vanilyayı koyup karıştırıp küçük pasta kalıbını yağlayıp unlayıp boşaltın.150 derece ısıda kurumadan pişirin.
Bu arada sütle krem şantiyi iyice köpürtüp buz dolabında bekletelim.Keki biraz soğuyunca ortadan ikiye kesip ılık sütle iki parçayı da ıslatalım.Krem şantinin bir kısmını ayırıp gerisini taban kekin üstüne yayıp muz dilimleri ya da istediğiniz meyva dilimleriyle kaplayalım.Üst keki kapatıp üzerini ve yanlarını kalan krem şantiyle sıvayıp üzerine damla çikolata ile süsleyelim.Bu kadar basit bir pasta keki muhteşem güzel sünger gibi.Hepinize kolay gelsin .
Allah ağzınızın tadını bozmasın ......

4 Temmuz 2007 Çarşamba

KOLAY KOL BÖREĞİ


Bu böreğin benzerini arkadaşımda yediğimizde tadına ve her ısırdığımızda o yumuşak ama gevrek kıvamına doyamadık.Tarifini de almamız mümkün değildi , çünkü bu börek ev börekleri yapan bir yerden siparişti. O kadar nefisti ki , hamurunda şu vardır , yok bence bu vardır gibi yorumlar yaparak bu tada yaklaşmaya çalıştık. Ama böyle kafadan olmuyordu tabi ki. En iyisi ben bunu deneyeyim dedim ve inanın o lezzete çok yaklaştım hem de ilk denememde.Hemen sizlerle paylaşmak istedim.Gerçekten denemeye değer , hadi hepinize kolay gelsin.

MALZEMELER:

2 kaşık yoğurt

2 kaşık sıvıyağ

yarım paket margarin

çok az yaş maya

1 paket kabartma tozu

250 gr. nişasta

aldığı kadar un

ılık su

kıymalı, ıspanaklı, istenilen iç malzeme

YAPILIŞI:

Yoğurt, sıvı yağ, maya derin bir kapta karıştırılır.UN ve kabartma tozu ilave edilip ılık su ile yoğurulur 15 dakika dinlendirilir.

Hamur cevizden biraz büyük bezelere ayrılır.5 tane beze tabak büyüklüğünde açılıp aralarına nişasta sürülüp üst üste koyulur.5 i birden merdaneyle incelene kadar açılır ve bu kısım erimiş margarinle iyice yağlanır.İstediğiniz iç malzeme ortasına serpilir.Rulo şeklinde bir uçtan öteki uca yuvarlanır.Uzun şekilde yağlanmış tepsiye koyulur.beşerli bezeler hamur bitene kadar bu şekilde yapılır.Üzerine kalan margarin ya da sıvı yağ sürülüp 180 derece ısıda pişirilir.Fırından çıkınca yanına şöyle bol köpüklü güzel bir ayranla çıtır çıtır afiyetle yenilir....

Hepinize kolay gelsin ve afiyet olsun.....